Saatler gece yarısını vurduğunda önce insanlar çekilecek sokaklardan sonra evlerinin önlerine dizdikleri arabaları, jilet gibi döşenmiş yollardan. İşte ben tam da o zaman seni aramaya çıkacağım yine, her gece yarısı yaptığım gibi. Ayak bileklerime dek uzanan ince bir paltoyla şehrin tüm sokaklarında gezdireceğim tenimin kokusunu. Yokuşları tırmanacak kokum, uçurumlardan yuvarlanacak, sahildeki fenere değin uzanacak sonra en tepesinden denize bırakacak kendini. Boğulmaya iki kala yeniden tırmanacak kayalara. Biçimsiz, birbiriyle uyum sağlayamayan koca taş parçaları üzerinde uzanacak ve gökyüzünü izleyecek titreyerek. Denizin suyu henüz botlarımı doldurup altındaki taşlar kadar ağırlaştırmışken bedenimi, o son güç kırıntısını haykırarak harcayacak. Neredesin? Gece yarısında, deniz kıyısında, botlarım henüz ıslakken, içimdeki özlem her saniye yenisini doğurup kendini devamlı beşe katlarken, neredesin? Yine kendim yanıtlayacağım kendi sesimi. Bir berduşun bile çekip gittiği saatlerde sokakları arşınlamaya devam edecek bedenim, seni bulma ihtimalinin verdiği güce tutunarak. Şehrin tüm sokakları ben gibi koktuğunda, yalnız ben, ben gibi kokmayacağım artık. Gecenin son karanlığı günün ilk ışığına devredecek nöbetini ve dinlenmeye çekilecek o da. Bense seni içimden başka bir yerde bulamayışımla yüzleşemeyeceğim hiçbir gece yarısı.
uzak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
uzak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Arayış
19 Temmuz 2023 Çarşamba
Yaratılış
19 Temmuz 2020 Pazar
Biz seninle,
Biz seninle aynı kişinin farklı zamanlarını yaşıyoruz.
Ben geçmişinim senin,
Sen benim geleceğim.
Hayat çizgimiz olabildiğine bir.
İkimizi ‘biz’ yapan aynı kişide buluşmamız,
‘Sen ile ben’ yapansa farklı zamanları yaşamamız.
Hikayeler aynı, tarihler farklı.
Geleceğimin çizgisini öyle çirkin çekiyorsun ki, yaşadıklarımın üstesinden gelemiyorum.
Ve ben de senin geçmişinin temiz kalan yerlerini karalıyorum.
Biz seninle aynı bedenin sancılarını farklı yerlerde tadıyoruz.
Aynı ruhun kıvranışları iki farklı coğrafyada.
Aynı küfürleri ediyor, aynı detaylara takılıyoruz.
Aynı şekilde sinirlenip yine aynı sebeplerle vazgeçiyoruz hayattan.
İşte böyle bizim olayımız.
İşte biz, böyle birlikte olamıyoruz.
Zaman tek yönlü akıyor, geçmişle gelecek birleşip kesişemiyor.
Biz buyuz.
Aynı kişinin iki farklı zamanını yaşıyoruz işte.
Aynı tohumun farklı tarihleriyiz.
Birleşemiyoruz.
Çizgimizin aynı oluşu, bizi sonumuzda birleştirecek bir tek.
Farklı zamanlarda yaşanacak iki aynı son.
İki kere söyleyecekler intihar edişimi.
İki kere diyecekler ki çok savaştı kendiyle.
Kimse bilemeyecek ikimizin de içinde savaştığının bir diğerimiz olduğunu.
Benimle verdiğin savaşa mağlup geldiğin için önce sen vazgeçeceksin yaşamaktan.
Sonra ben seninle verdiğim savaşı kazanamayacağım.
Bizim sonumuz bir.
Aynı tohumda başladığımız gibi tıpkı,
Aynı nefesle ayrılacağız dünyadan.
Abla
16 Mayıs 2017 Salı
Canın, ciğerin, arkadaşın, annen. İyi ki var.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)
Blogger tarafından desteklenmektedir.