Biz seninle,
Biz seninle aynı kişinin farklı zamanlarını yaşıyoruz.
Ben geçmişinim senin,
Sen benim geleceğim.
Hayat çizgimiz olabildiğine bir.
İkimizi ‘biz’ yapan aynı kişide buluşmamız,
‘Sen ile ben’ yapansa farklı zamanları yaşamamız.
Hikayeler aynı, tarihler farklı.
Geleceğimin çizgisini öyle çirkin çekiyorsun ki, yaşadıklarımın üstesinden gelemiyorum.
Ve ben de senin geçmişinin temiz kalan yerlerini karalıyorum.
Biz seninle aynı bedenin sancılarını farklı yerlerde tadıyoruz.
Aynı ruhun kıvranışları iki farklı coğrafyada.
Aynı küfürleri ediyor, aynı detaylara takılıyoruz.
Aynı şekilde sinirlenip yine aynı sebeplerle vazgeçiyoruz hayattan.
İşte böyle bizim olayımız.
İşte biz, böyle birlikte olamıyoruz.
Zaman tek yönlü akıyor, geçmişle gelecek birleşip kesişemiyor.
Biz buyuz.
Aynı kişinin iki farklı zamanını yaşıyoruz işte.
Aynı tohumun farklı tarihleriyiz.
Birleşemiyoruz.
Çizgimizin aynı oluşu, bizi sonumuzda birleştirecek bir tek.
Farklı zamanlarda yaşanacak iki aynı son.
İki kere söyleyecekler intihar edişimi.
İki kere diyecekler ki çok savaştı kendiyle.
Kimse bilemeyecek ikimizin de içinde savaştığının bir diğerimiz olduğunu.
Benimle verdiğin savaşa mağlup geldiğin için önce sen vazgeçeceksin yaşamaktan.
Sonra ben seninle verdiğim savaşı kazanamayacağım.
Bizim sonumuz bir.
Aynı tohumda başladığımız gibi tıpkı,
Aynı nefesle ayrılacağız dünyadan.