diriliş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
diriliş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Diriliş

busraturksev
Parçalara ayrıldıkça tamamlandı insan.
Ayrıldığı her parçayı bir bir toplayarak birleştirdi.
Eski resmi tekrarlamayarak daha güçlü hale getirdi kendini
Her parçalanışta hangi parçayı nereye koyacağını daha iyi öğrendi.
Ve ayağa kalktı.
Bir öncekinden sayıca ne bir eksik ne bir fazlaydı.
Yalnızca değişen parçaların karşılığı, iyi bir tarafının yok oluşuydu.
Sayıca aynıydı çünkü, iyi her bir yönüne karşılık kötü bir benlik oluştu.
Ve yerleşti.
Bir sonraki düşüşünde kötü benlik zarar görmeyecekti.
Her devinimde iyinin yerine gelen kötü benlik sağlam bir HİÇ yaratacaktı o vücutta.
İçindeki hiçi besleyip koca bir deve dönüştürene dek düşmeye devam edecekti insan.
Geriye iyiden hiçbir iz kalmayana dek de,
Düştü, kalktı, düştü, kalktı, yeniden düştü, yeniden kalktı...
Başkasından aldığını bir başkasına yaşatarak büyüdü insan,
Böyle aldı bir öncekinden intikamını

Ve böyle insanlıktan çıktı,
İnsan denen varlık.

23 Kasım 2013

Devamını Oku

Facebook Tweet Pin It

Yarım

busraturksev
En iyi ihtimalle ömrümü yarıladım. Kendimle baş başa kaldım. İlk defa başkalarının bana taktığı lakap yerine kendimle, kendim isim vererek konuştum. Büyük kararlar aldım. Aldığım kararlar dünyanın sonunu getirecek bile olabilir. Öyle büyük kararlar aldım. Benden çıkardıklarım oldu. Benden çıkarmak için uğraştıklarım… Onlardan bahsetmeyeceğim. Ne zaman olur da geriye bakınca içimin kıyameti diner, o zaman onlardan bahsedebilirim. Son bir sene içinde çok fazla uğraş edindim. Sürekli kendimi meşgul ettim. Kitaplar okudum, dizilere başladım, gezdim, dans ettim, çalıştım. Ne kadar hareket etmiş olursam olayım içimdeki kıyametten ileri gidemedi yaptıklarım. Bunun farkına vardıktan sonra da uzun süre öylece yattım. Saatler, günler, haftalar sürdü. Ne dindirebildim ne dönüştürebildim başka bir şeye. Olduğu gibi kaldı. Sonsuz bir döngü var içimde.
Aldığım kararların tüm dünyayı etkileyebilirliği konusunda ciddiydim. Bunun için hiçbirinizden özür dilemeyeceğim. Çünkü sizin kararlarınız da benim yaşadıklarıma sebep oldu. Bunca karmaşa içinde, dimdik duramasam da ayakta durmayı öğrendim. Bazen yenilir gibi oldum ama eğile büküle olduğum yere geldim.
Hayatımın bir kısmına kadar yarımdım. Hep bunun farkında oldum. Bir kısmından sonra tamam(san)dım. Siyahıma beyaz, beyazıma siyah. Kusursuz.
Tamamlansaydım eğer, kusursuz.
Şu an yeniden yarımım. Ömrümün yarısını da geçtiğimi düşünürsek, bu şekilde öleceğime garanti verebilirim. Yarım doğdum, tamamlanır gibi oldum, yeniden yarım kaldım.
Oturup deriniyle düşüncelere daldım. Orada kısılı kaldım. Kafamın içi göğsüm kadar kıyamet.
Yazmayı bırakmıştım. Anlatacak çok şey varken, dünya üzerindeki hiçbir dilde doğru terimi bulamayacağımı bildiğim için yazmadım. O kadar çok düşünüyorum ki fikrimin değişmesi bir attosaniyeyi bulmuyor. Kimsenin kimseye, hiçbir şeyi doğru anlatamadığı, karşısındakinin de doğru algılayamadığı bu evrende konuşulanların uzay boşluğunda birbirine çarpmaktan başka bir halta yaramadığını düşününce, benimkilerin de aralarına girip ortalığı kızıştırması kararını aldım en son. Bu cümleyi yazmadan hemen önce.
Bir düzine insanın tüm parmakları kadar insan tanıdım. Aynı düzinenin ellerindeki parmak sayısı kadarını da çoktan unuttum.
Unuttuklarımdan da özür dilemeyeceğim. Hayatımdan birini çıkarmam için büyük nedenlere ihtiyacım var. Unutulduysanız, sebebi kendinizsiniz.
Kendimden, istemediğim halde uzaklaştıktan sonra, olduğum kişiden uzaklaşmak istedim. Birçok defa denedim, birçok defa başarısız oldum. Nereye gittiysem yanıbaşımda götürdüm her şeyi. Son seferimde kendimi bilmediğim bir yerde koşarken buldum. Dönüştüğüm insanla yüzleşme vaktimin geldiğini o zaman anladım.
İnsan gerçeklerden kaçamıyor yolun sonunda. Bazen karşılaşmamak için çok çabalasa da günün birinde o gerçek put gibi dikiliyor tam da kaçmaya çalıştığınız tarafta. Kaybetmek istemediğiniz bir şey varsa işin ucunda, karşınıza dikilen puta da sırtınızı dönüp başka bir yol arayışına geçiyorsunuz. Nafile. Hangi yolu seçseniz sonucu değiştiremiyorsunuz. Kendinizden ne kadar kayıp verdiğiniz ya da ne kadar yol kat ettiğiniz ya da ömrünüzden ne kadar kırptığınızın zerre faydası olmuyor sonucu değiştirmeye. Kaybettiklerinizin hepsini cebinize doldurup ağır bir yükle kalan ömrünüzü yaşamaya çalışıyorsunuz. Keşke olduğunuz yerde bırakabilseniz, namümkün.
Ceplerimde kaybettiklerim, kafamda attosaniyelik fikirler, içerimde süregelen kıyametle, sıyrılamadığım sonsuz bir döngüde, en iyi ihtimal dahilinde yarıladığım ömrümün kalan yarısını da yarım yamalak, kendimden uzak, yaşıyormuş gibi yaparak geçireceğim.

Devamını Oku

Facebook Tweet Pin It
Blogger tarafından desteklenmektedir.